SEN ÜRETME BİZ VERELİM

Çiftçilerimizin son durumları malum.Ekonomik politikalarla ve ve tarımda yapılan uygulamalarla çiftçilerimiz giderek yoksullaşmakta ve emeğinin karşılığını alamamaktadırlar.

Türkiye 1980 yılına kadar kendi ürettiği ile kendisini besleyen dünyadaki 7 ülkeden birisiydi.Bugün ise buğdaydan fındığa kadar aklınıza gelebilecek her türlü meyve ve sebze tahıl ürünlerini dışaradan ithala etmekteyiz.

1 litre mazot 2 doları aştı.Gübre ise 1 yılda %100 zamlanmış durumda.Tohumluk fiatları altınla yarışıyor.Buna karşılık geçen sene ürünler 6 yıl öncesinin fiatlarından gitti.Nasıl oluyor?

Amerika diyorki kardeş sen buğday mısır üretme..Ben sana senin çiftçiye verdiğin fiatların yarısına mısır veririm.Paranmı yok?Üzülme söylerim IMF ye verir parayı.Malda yolluyorum, benim verdiğim parayla benim yolladığım mallartdan bol bol tüket.Amerikan yönetimi çiftçisinden 1 liraya aldığı malı bize 50 kr.şa veriyor.

Aptalmı,hayır çiftçisini koruyor.Avrupa birliği bütçesinin %40 nı tarımsal desteklemeye ayırırken bizim hükümetimiz bu oranı %2,5 e düşürdü, desteği kaldırmakla kalmadı çiftçinin ürettiği ürünlere sınırlama bile getirdi.Çİfçi ekemiyor, köylü karnını doyuramıyor.O zaman insanlar şehirlere akın ediyor.Şehirlerin kıyılarında yeni şehirler ortaya çıkıyor.Suç patlıyor,Ahlak kirleniyor su yetmiyor,çevre kirleniyor.Çaresiz kalan halkta 1 torba yiyecek uğruna oyunusatıyor.İş te liberal ekonominin yüzü.Anayasa yıllardır ayaklar altında.Çünkü cumhuriyetin temel ilkelerinden olan sosyal devlet yıkıldı gitti.

Sonuç ortada pirinç 1 liradan 5 liraya çıktı.Canım niye itiraz ediyorsunuz gelirinizde 3 bin dolardan 10 bin dolara çıktı.Koskoca adamlar yalan söylemiyor ya.

Güneşten Rıza Zelyut